Geldik hayatımda okuduğum en uzun romana. Bu romanı almamdaki ilk neden, Stephen King'in "İt" romanından uyarlanan ilk filmi sınıfta izlememdi. İt, hayatımda baştan sona izleyebildiğim ilk ve tek korku filmi ve gerçekten izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Filmi izledikten sonra bir kitaptan uyarlandığını öğrendim. Kitabın 1212 sayfa olduğunu görünce "Ben bunu okumak istiyorum ama önce Stephen King'in daha ince bir kitabını okuyayım, beğenirsem daha sonra bu kitabı da okurum" diye düşünerek "Mahşer"i almaya karar verdim. Ama bilmediğim şey şuydu: Mahşer, İt'den daha uzun bir roman. Her neyse. Bir sahafa gittim ve Mahşer'i sordum. Ellerinde olmadığını ama istersem getirebileceklerini söylediler. Sonra kitabım geldi ve aldım. 1216 sayfa olduğunu gördüm ve elli lirayı ödedikten sonra bu kadar para verdiğime göre bu kitabı bitirmek zorundayım, diye düşündüm. Sonra kitabı okumaya başladım.
Daha önce hiç bu türde bir kitap okumamıştım. Kitapta gerçekten ne ararsanız var. Ölüm, aşk, hastalık, arkadaşlık, bilinçaltı, gerilim, gizem, macera... Her şey ama her şey bu kitapta mevcut. En başta çok fazla karakter olduğu için kimin erkek kimin kız olduğunu kavramak bile çok zordu. Lakin sonradan kitabı o kadar çok sevdim ki, bazen tüm gece uyumayıp Mahşeri okuduğum oluyordu.
Tüm karakterler dostum olmuştu. Özellikle Tom Cullen mükemmel bir karakter. Ona bayılıyorum. Harikasın Tommy. Her neyse. Sonuç olarak bu kitabı geçen sene 41 günde bitirdim. Bu sene 25 Ağustos'ta tekrar başladım. Ve tam 25 Eylül'de -yani dün- ikinci defa bitirdim. Bence okuyun. Bitiremem demeyin. İlk sayfalarda sıkılırsanız bile bırakmayın. Satın alırsanız verdiğiniz paraya acıyıp devam edersiniz. Ödünç alırsanız da blogtaki kız demişti deyip devam edin. İnanın çok güzelleşiyor kitap devam ettikçe.
Evet, çok kalın olduğu için yanınızda taşıması biraz zor ama birisi size zarar vermek isterse kafasına bu kitapla vurduğunuzda size bir şey olmaz. Aynı zamanda bunu toplu bi yerde çıkarıp okuduğunuzda herkes size aşırı kültürlü gözüyle bakıyor. Aynı zamanda kitap karakterleri aşırı iyi ve bir sürü dostunuz oluyo. İnsanların göremediği ama sizin hissedeceğiniz dostlar. Nick Andros ve Stuart Redman bunlardan bazıları. Kitabı okurken her Stuart bölümünde kendi kendime "Stuuuuuuuuuu" deyip okumaya devam etmek çok güzeldi. Stephen King'e teşekkürler. Ayrıca ünlü birinin bi sözü vardı kim olduğunu hatırlamıyorum. "Bir kitap ikinci defa okunmaya değmiyorsa, birinci defa okumaya da değmez."
Bu bölümü tüm kitaplar gibi Mahşerin de haklı olduğu bir sözle bitirmek istiyorum.
"İnsanlar niyetlenir, tanrı yollarını açar." (Mahşer-Abagil Freemantle)