28 Nisan 2020 Salı

Haşlanmış Harikalar Diyarı Ve Dünyanın Sonu

Selam!
Yine, mükemmel bir yazarı keşfetme anıma tanıklık ediyorsunuz. Haruki Murakami. Bence çoğunuz onu biliyorsunuzdur. Bu kitabı babama bir öğrencisi öğretmenler günü hediyesi olarak vermiş zamanında. Merak ettim bir başliyim dedim. Sürükledi ve içine çekti beni.

Kitabı okumaya başladığımda ilk fark ettiğim şey, betimlemelerin mükemmelliğiydi. Kitap bir asansörde başlıyor ve asansör öyle güzel tasvir edilmiş ki kendinizi orda hissediyorsunuz. Bu cidden muazzam bir şey.

Beni şaşırtan ikinci şeyse, kitabın türünü bir türlü çözememekti. En başta fantastik bir eser olduğunu düşündüm, kitabın ortalarına kadar da böyle düşünüyordum. Daha sonra işin içine bilim kurgunun girdiğini fark ettim. O da yetmezmiş gibi psikoloji de kitapta sıkça yer alınca kitabın tam olarak ne romanı olduğunu çözemedim. Bu bilinmezlik de aslında kitabı daha çok okumaya teşvik eden bir unsurdu.

Şaşırdığım bir diğer şeyse, karakterlerin hiçbirinin isminin olmaması. Eğer isimleri olsaydı Japonca olacaktı ve muhtemelen akılda tutmak zor olurdu. Burda sıfatlarıyla anlatılması bence müthiş bir yöntem. Favori karakterim midesi genleşen kütüphane görevlisi kız.

Kitapta bilinçaltına da fazlaca değiniliyordu, psikanaliz ve psikodinamikle yakından ilgilenen biri olarak bu da beni fazlasıyla cezbetti.

Bazı detayların gereksiz vurgulandığı durumlar vardı, bu sanırım kitapta bulup bulabileceğim tek olumsuz özellikti.

Bence herkes okumalı. Hemen kitaptan bir alıntıyla bitiriyorum. Unutmayın, kitaplar haklıdır. Haruki çok daha haklı:

"Herkes dolu dolu, huzur içinde yaşıyor. Neden sence? Bunun tek sebebi yüreğin olmaması." (Gölge)

16 Nisan 2020 Perşembe

Outliers (Çizginin Dışındakiler)

Herkese merhabalaaar!
Yine kısa bir kitap yorumu olacak, sizi sıkmayacağım. Bu kitabı, Başak Kablan'ın videosunda önermesi üzerine almıştım. Kitabı almama gerek yokmuş, çünkü Başak Kablan videosunda kitaptan çıkarabileceğimiz her şeyi zaten anlatmış. Yani videodan bağımsız olarak kitaptan ayrıca şunu anladım diyemiyorum. O yüzden siz bence videoyu izleyin, yine ilginizi çekerse kitabı da alırsınız.
Video bu. İzlerseniz yorum olarak bu blogdan geldiğinizi yazarsanız sevinirim. Gelelim kitabın içeriğine. Sadece zeki ve çalışkan olduğu için başarılı sandığımız insanların aslında hayatlarında daha farklı fırsatların olduğunu ve başarılı olmalarında bu etkenlerin fazlasıyla önemli olduğunu anlatmak istiyor. Yani bakış açımızı değiştirmek amaç. Eğer üniversitede bir araştırma görevlisi falan olsaydım muhtemelen bu kitap daha çok ilgimi çekecekti ama şu an çok da etkilendim diyemem. Çünkü çok fazla sayısal veri kullanılmış, çok resmi bir dille yazılmış olduğu için ister istemez okuması biraz zor oluyor. Kitapta büyük bir emek olduğunu inkar edemem çünkü kaynakça kısmı 10 sayfadan fazla. Çok fazla araştırma yapılmış, çok detaya girilmiş olduğu belli. Sadece 17 yaşındaki birine göre biraz ağır, sistematik kalıyor. Öyle işte. Bir sonraki kitapta görüşürüz..

"Daha güzel bir dünya yaratmak için, bugün başarıyı belirleyen şanslı farklılık ve keyfi avantajların yerini, fırsat eşitliğinin egemen olduğu bir toplum almalı." (Outliers)

12 Nisan 2020 Pazar

Uruk Arslanı Gılgameş

Bitirmekte epey zorlandığım bir kitapla geldim dostlarım. İnanın, haftalardır bitiremiyordum. Sanırım mitoloji kitabı okumak sandığım kadar kolay değilmiş. Bir de mitoloji okumaya 528 sayfalık bir kitapla başladıysanız benim gibi, hiç kolay değil. Kutsal kitapların çıkış noktası olarak kabul edilen Gılgameş destanının romanlaştırılmış hâli. Oldukça ilginç bir anlatım, müthiş bir çeviri. Karakterlerin isimlerini ve cinsiyetlerini akılda tutmak fazlasıyla zordu. Olayları bağdaştırmak da öyle. Eğer mitolojiye ilginiz varsa okuyun, muhtemelen beğenirsiniz. Roman tarzında anlatıldığı için aslında çok da sıkıcı değil. Sadece bazı mitolojik varlıkları okurken "saçmalık" diye düşündüğüm olmadı diyemem. Garipti, iyiydi, kafa karıştırıcıydı, güzeldi.. bilmiyorum kesin bir yargıya varmak mümkün değil. Öyle işte. Tutunamayanlar'dan sonra okuması en zor kitap benim için buydu.

"Senin gibi yaşamı arayan birini ölüm bile ürkütemez." (Uruk Arslanı Gılgameş-Akrep Kadın)

3 Nisan 2020 Cuma

40'ının da Kulpu Kırık 40 Türk

Selaaam canlarımmmm!Özlendiniz. Ben yine bir Ahmet Şerif İzgören kitabı bitirdim. Evde kalıp kendini kitaplara verenlere dahilim şu aralar. Hemen kısa bir kitap yorumu yapacağım anlatacağım çok bir şey yok çünkü. Şöyle ki, ilk defa Ahmet Şerif İzgören'in bir kitabına çok bayılmadım. Aslına bakarsanız bu kitapla ilgili beklentim çok yüksekti ve beklediğim kadar mükemmel değildi. Eğer yazarın okuduğum ilk kitabı bu olsaydı belki diğerlerine bakmazdım bilmiyorum. Bir Türk mizah kitabı diyebilirim. Çok bilinen ünlü isimlerin Türk olsaydı nasıl bir hayatları olacağının görsellerle de süslenerek anlatılmış biçimi. Ufak iğnelemeler güzel. Ahmet Şerif İzgören'in mizah anlayışını zaten severim. Bu kitabı mükemmel bulmamamın sebebi, sanırım sırf aynı mizah şekli üzerine yazılmasıydı. Sanki burda yazılan her şey sadece konuşma arasında geçip gülünür ama bir kitap hâline getirilmesine gerek yokmuş gibiydi. Burda linç yemek istemem çünkü Ahmet Şerif İzgören açık ara farkla en sevdiğim yazardır ve şimdiye kadar 10 kitabını bitirdiğim tek yazardır. Sadece diğer kitaplarına nazaran benim çok beğenimi kazanamadı diyebilirim. Eğer hiç onun kitaplarından birini okumadıysanız bununla başlamayın derim. Hıdır Kişisel Gelişiyor mükemmeldi mesela. Ya da Süpermen Türk Olsaydı Pelerinini Annesi Bağlardı. Bu kitapları okuduktan sonra beklentiniz ister istemez artıyor ve Ahmet Şerif İzgören'in üslubunu da kavramaya başlıyorsunuz. Okuduğuma pişman değilim ama mutlaka almalısınız da diyemeyeceğim maalesef. Altını çizecek bir cümle de bulamadım dediğim gibi sırf mizah üzerine olduğundan kaynaklı. Tek günde bitirdim oturup gülebilecek bir şeyler arıyorsanız okuyun. Öyle işte. Bir sonraki kitapta görüşürüz, evde kalın, kitap okuyun dostlarım!