Herkese merhaba!
Bugün yorumlayacağım kitap psikonet yayınlarından çıkmış, Jeffrey E. Young ve Janet S. Klosko'nun kaleminden "Hayatı Yeniden Keşfedin" kitabı. Psikonet yayınları, psikoloji bölüm hocaları tarafından "bu yayından çıkan tüm kitapları okuyun" diye bahsedilen bir yayın. Ben de daha önce depresyon tedavisi gördüğüm bir dönemde psikikiyatristimin önerisiyle bu serinin en popüler kitaplarından olan David Burns'ün "İyi Hissetmek" kitabını okumuştum ve şu an hala herkese önerdiğim bir kitaptır.
Gelelim bu kitaba. Kitap kısaca şema terapi ekolünde yer alan şemalarla ilgili. "İnsanlar hangi şemalara sahip olabilir, bu şemaların kökenleri nelerdir ve şemamızı nasıl değiştirebiliriz?" gibi konulara güzel bir bakış açısı sunuyor. Daha önce şema terapi konusunu Girişimci Psikologlar Derneği'nin seminerlerinden birinde dinlemiştim ve açıkçası çözüm odaklı bir terapi modeli olmasıyla oldukça ilgimi çekmişti. Bu kitap da gerek içindeki vaka örnekleriyle, gerek kendimizi değerlendirebileceğimiz ölçekleriyle son derece kapsamlı ve yararlı oldu benim açımdan.
O halde kitapta altını çizdiğim cümleler ışığında kitap yorumumuza başlayabiliriz. Kitabın ilk bölümünde şema yaklaşımının ne olduğu anlatılıyor ve şöyle bir cüme kullanılmış: "Şema yaklaşımı, kendimizle sonsuza kadar yüzleşmeyi içerir." Bu cümle benim çok hoşuma gitti çünkü evet, şemalarımızı anlamak bir tür yüzleşme, hatta çoğu zaman acımasızca bir yüzleşme de diyebiliriz. Ve bu yüzleşme hiçbir zaman bitmeyecek, çünkü her an değişip dönüşmeye ve belki de içimizde yeni şemaları filizlendirmeye devam ediyor olacağız.
Yine kitabın ilk bölümünde, Freud'un "tekrarlama zorlantısı" kavramına atıf yapılmış olması çok ilgimi çekti. Bu kavram çocukluk acılarımızı devamlı tekrarladığımızı anlatıyor. Yani biz "anne-babam gibi olmayacağım" derken belki de onların bizim zihnimizde oluşturduğu şemayı tekrarlayıp duruyoruz. Biraz kırıcı gelebilir ama durum bundan ibaret olabiliyor bazen.
Bölümün devamında biraz yüzeysel bir "şema ölçeği" var. Bu ölçeği kendimize göre doldurarak en azından hangi şemaya bir yatkınlığımızın olduğuyla ilgili fikir edinme imkanı buluyoruz. Tabii bu ölçek bana göre yeterli değil, yazarlar da bunu böyle düşünmüş olacak ki diğer bölümlerde her şema için ayrı detaylı ölçekler koymuşlar. 1 ve 2. bölüm 11 şemayı kısaca özetliyor ve çıkacağımız yolculuğa bizi hazırlamış oluyorlar.
3.bölüm: Şemaları Anlamak. Burada şemaların niteliklerinden bahsediliyor. Mizaca ve aile yaşantısına vurgu yapılıyor. Yani biyolojik doğrular es geçilmeden sosyal öğrenmeyle birleştiriliyor. Bölümün devamında gelişmek için nelere ihtiyacımız olduğu vaka örnekleriyle de birlikte anlatılıyor. Bu vaka örneklerinin insanların zihninde bir şeyleri somutlaştırmaya büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. Bölümün sonunda bir özet kısmı verilmiş olması da beni mutlu etti çünkü bazen karmaşık cümlelerin arasında kayboluyoruz.
4.bölüm, şemalarımızla 3 şekilde başa çıktığımızdan bahsediyor: 1) teslim olma 2) kaçma ve 3) karşıt saldırı. Bunların her birinin ne olduğu vaka örnekleriyle de desteklenerek detaylı bir biçimde anlatılıyor.
5.bölümde, şemalarımızı nasıl değiştirebileceğimizden bahsedilirken şöyle altı çizilesi cümlelerle karşılaşıyoruz: "Değişim, acıyı deneyimleme istekliliğini gerektirir. Değişim, disiplini gerektirir. Değişim, rastgele olmaz." Evet, bazen her şey çok kolay olacakmış gibi geliyor. Terapiye gittiğimizde de sanki mucizevi bir şekilde her şey düzelebilirmiş gibi geliyor. Fakat insan dediğimiz canlı o kadar komplikedir ki, öyle ha deyince değişim mümkün olmuyor. Ve zaten yazarlarımız da şemalarımızı değiştirmeyi şöyle anlatıyor: "Şemanız, çekiçle parça parça kırmanız gereken bir taş gibidir. Sert ve kararlı vuruşlarla sistematik bir şekilde çekiçlemek daha etkili ve verimlidir."
6.bölüm itibariyle kitabın kalan tüm bölümleri teker teker şemalarımızı ölçmemiz ve onları değiştirmemiz için yol haritası nteliğinde. Onlarca vaka örneğiyle birlikte geçmişimize de farklı bir perspektiften bakabiliyor ve bu kitapla kendimize yardım edebiliyoruz. Bu kesinlikle çok kıymetli.
Bu tip kitapların varlığı, terapiye bütçesi yetmeyen ama kendine iyi gelmek isteyen insanlar için kesinlikle bir alternatif oluyor. O yüzden psikonet yayınlarını bu anlamda çok kıymetli görüyorum.
Bu kitabı kendinde bir değişim isteyen, farkındalık yaşamayı arzulayan kişilere öneriyorum. Alan olarak psikoloji veya PDR bölümünde olanlara ayrıca öneriyorum. Anne ve babalara öneriyorum. Anne ve babasıyla derdi olan ergen bireylere öneriyorum.
Lütfen her satırına dikkat ederek, gelişigüzelden ziyade titizlikle okuyun. Ben kitabı 40 günde bitirdim. Önemli olan hızlı bitirmek değildi, anlamaya çalışarak bitirmekti. Lütfen kitabın kalınlığı gözünüzü korkutmasın. Her cümlesi önemli ve gerekliydi, "Şunu da yazmasalar olurmuş" diyebileceğim tek bir paragraf göremedim. Bir sonraki kitap yorumunda görüşmek dileğiyle, hoşça kalın, kitaplarla kalın.
Beni instagramdan takip edebilirsiniz! @saadetlepsikoloji